Hazırlıktan nefret etmek

Günlerdir yatağımın üzeri bunlarla dolu olduğundan yerde deniz yatağında yatıyorum. Tembelhayvan olduğumdan dolayı ne götüreceğim şeylerin tamamını yatağın üzerinde toplayabildim ne de yatağın üzerinde bulunan götüreceğim eşyanın yarısını teşkil eden kalabalık grubu bir valize yerleştirebildim. Yine ne öteye ne beri ulan. Hadi tüm eşyayı yatakta toplayabilsem yine gam yemeyeceğim. O yarım eşyayı valize, sırt çantasına vesaire doldurup yatağa yatsam da amenna ama yok yapamıyorum. Bi basiretsizlik bi tutukluk var yahu...




***
Götüreceğim kitapları da henüz seçebilmiş değilim. Okumadığım zilyon kitap var raflarda, neleri okurum diye düşünmenin haricinde neleri alırsam bana orada yardımcı olur sorusunun cevabını da arıyorum.

***



Bugün uzun bir aradan sonra müzik yapayım dedim, demez olaydım. Birkaç arkadaşla eski günleri yad etmek için stüdyoya gittik, çünkü ne yazık ki Amerika'da yaşamıyoruz. Banliyödeki bir müstakil evde değil apartmanlarda oturuyoruz ve eski bir kanepeye yayılıp Budweiser içip söz yazdığımız garajımız, ne bileyim her yaz toplaşıp headbangler eşliğinde kullandığımız lambalı amfilerimiz yok. Her neyse, çalmaya başladık ama boğazı uzun bi süre şarkı söylemek yerine yemek, içmek ve başka bilumum şeyler içmek için kullanınca insan, böyle bok gibi bir gırtlakla karşılaşıyor. Aman müzik bizden geçmiş diyerek bu işin peşini bırakıyorum. Belki hala gitar çalabilirim, hala sadece Duman'ın şarkılarını da söyleyebilirim ama James? Hayır yemiyor. Hmm, aslında ara ara söylesem sesim açılır lan, yok lan yok kendimi kandırmayayım...

Bu arada Seko gitarını epey üst seviyeye taşımış göründü gözüme, efferim keleş!

***

Samsun'da son üç gün. Beş gün de İstanbul'da geçecek, sekiz. Daha odamı yıkıp dip köşe temizlemem geride birşey bırakmamam gerekiyor. N'olur n'olmaz tabii! O işe de bir türlü giremedim. Haa, staj defteri mi? Ne sen sor ne ben söyleyeyim...

Dipnot: Tamam, üzgünüm, vurucu bir giriş olacağını düşündüğüm için deniz yatağı hikayesini uydurdum, odamda ikinci bir yatak var ve ben orada yatıyorum. Heralde yani, o kadar da tembel değilim! Sevgiler! :)




Paylaş :

Tweet This ! Share On Facebook ! Share On LinkedIn ! Post To Blogger ! Share On Friend Feed ! Share On MySpace ! Share On Yahoo Buzz ! Share On Google Reader ! Blog Feed !